Sayfalar

Powered By Blogger

5 Temmuz 2010 Pazartesi

FİKİR TEATİMİN KOGNİTİF BAHÇESİNDE KIMIL İZLEKLERİM

  










                     sen kalbi kırık bir hominidin

                     hüzünlü işlevisin.

                     Az kadar çok

                     çok kadar alçak .

                     ölümcül tabum

                     ölümsüz lavuğumsun.

                     seviyesi yükselen ziriltinin

                     tonlaması antipatik

                     hıçkırık'ları travmatize ise

                     erotomanikdir sanrıları.

                     dinamik'se paranoyan

                     primitif olmasın argümanın
.
                     seraya alınmışsa algıların

                     maksimize olmuşsundur dün

                     dün de o gün, o gün de

                     şu gün.

                     lümpen kaşıntıların

                     itkilerindendir ya da

                     günün bitkilerinden se

                     bu deyil bu deyil.

                     Olsa olsa bu

                     ya da şu

                    dalaşım falan fişman.

                    Tekabül se bu defa

                    ergen sivilceli bülbül

                    elektriğini alır gider.

                                                   Az çok iken çoktur

                                                                                    çok çok iken yoktur.

1 Temmuz 2010 Perşembe

FİKİR NAKKAŞLARI TILSIMI TİTREĞİNDE KELİMELEŞEN HARFLERİN BİÇEMLEŞEN YORTUSU


           




              rutin rintintinliğiyle , sarmal karmalarla kalıplaşan yerkürenin başkalaşan ve değişimini umarsız ve kuralsız temeli, aykırı olmaklığıyla benzeştirmediği rast gele bir düzenek içinde varolmaya başlattığı öte si ile çekişen felsefesini doğururken düzenek içinde mimlenen tüm sabitliklere inat ,kendi ekseninin rastgeleliklerle genişleten paradigmasının kaygan merkezi ;her zaman başka biçemlerde  ve  imgelerde varlığını dönüştürerek süregetirecektir.
  
            Kural bütünlükleri ve anlam düzenekleri ile tarihe sabitlenen meşhur realitesi klasikleşen düşünlerin ve edebileşenlerin varlığına inat, kural dışı olmaklık  içi , kendi sebepleri ile yoğuşan anlağıyla basit argümanların ölümsüzleşmeyen yanlarının bıraktığı izler silinip gitmezler ki. Onları eleştiren gizli tümcelerle kapsanarak gizli örtüsü altında sindirilmiştir.

             Eleştirel hedefler kazanımını yüklenirken yeni doğan kelimeler ,mantık dışı çözümleme parçalaması yokoluşu olmazken yüklendiği tabusal anlamından soyunan , başka eylemlere giydirilen elbiselere dönüşen yanı ; eyleme göre renk alan anlam biçemleri koyar ortaya.

            Savruk bir hayatın düzmece kabullenmelerinden gelen sahte anlamların gerçek şekiller büründüğü bir platformda ,özgürleşen fikirlere dur diyen, olur olmaz kurallar getirecek dayatmayı ortaya koyan ,yanlı olan ,yansız olan ,durulan ,gerilen,sessizce izleyen, mikserlik yapan ,mutfak robotluğu yapan ,sanal düzlemde oynanan rollere dönüşen bir yapısı olmaktadır .

             tüm davranışlar ve hareketler anlamsız şekillerinde kelimelerin dans eden cümleler halini alması ile bir ruh almakta ve konuşan kelimelerin uzayan dilleri de olmakta , yazılıp gidildiği arkası sıra bazen de buruk bir durak yaşamakta , anlamsızlaşmakta ,bir boşluk üzerinde düşünen hiçlik  yapısını sindirirken anlamını bulduğu anda sürükleyip götürdüğü dizeler olmakta.

               bazı karşı koyuşlar bir anlam içerir gibi görünse de anlamını alamadığı bütünlüğünden ayrışık raylarda vagonlarını çekmekte kimi raydan kopuk kimisinde kaynadığı bir punta olmakta ne bir adım gidebilmekte nede gerileyebilmekte .

                 kimi kelimelerinde geldikleri köklerinden uzaklaşmacı hareketinin sorgulandığı öz gelişi didiklenirken zihinden çıkan şeklinin üç boyutunu görmezken anlam yoğuşmalarında kaybolan fikirlerle silinip gitmekte zihinlerde , belki bir siliniş değil de uzaklaşan yolun sonunda gizi olarak beklemekte.
               
                 hır gür olduğunda kelimeler , çarpışan harflerin birer piyon görüntüsünde hükmeden cümlenin ağır baskısıyla direnmişliğini umursamadan emir eri karşı duruşu aldığı şekilden gelen biçimi olmak zorunluluğundadır itirazsız .

                dolaştı kelimeler birbirine ve dolaştı kendi  içinde , bir anlam yine çıkmadı . noktalar götürmüştü virgülleri kaybolan soru işaretlerini aradı , ünlemler kesik kesik tirelerle alıp götürdüler ve aldılar bir parantez içine yinede yığıldı kaldı yılgın eleştirisinde cümlelerin .

                Yeniyi didiklemenin eski merkezli savuntuları kalıp merkezli çivilenirken, kökünde başkalaşan yanı değişimin durağan süreç olmama inadında son sürat.
           
                nesiller arası diller karmaşıklaştı, yeni çağın açmazları bir çözüm gibi üretildi . yalından çok farklısallıklar türerken geri ye dönüş özlemi büyüttü içinde ve sanki farkındalık  yansıttı .

                türeyen zaten  küflü geçmişin sarı oksitleriydi .

                yeni nesil yabancılaşırken geçmiş küfüne , bir bağıntı arayışı sürekli vurdu kendine

11 Mayıs 2010 Salı

SOSYAL PAYLAŞIM AĞLARINDA SAHTE PROFİL AÇMA DURUMSALININ EVRİLEN SÜRECİNDE NEVROTİKLEŞEN BİREYİN PSİKONEVROZUNU ÖZÜMSEME AFORİZMASI





               Günlük yaşamında düşünsel idealarını eyleme dönüştürememiş ya da hedeflediği yaşam biçimini hayatına entegre edememiş bireylerin alt bilincinde yarattığı düşmansal nesneleri ve tanımladığı kavramları oluşturduğu sanal bir dünyası vardır.Bu sanal dünyanın içinde düşmanca eğilimler ve öfke yaptırımı ile yapay kişilikler yüklediği karakterlerini örüntülediği ve farkına varamadığı dürtülerini kazanmıştır.

             Bu kişilerin kişiliklerinin gelişme süreci idealarını gerçekleştirememe korkusunu yüklendiği noktada sabit değişmez paranormal yapıda çakılı kalmıştır. Her daim stresli ve alıngan yaklaşımlar sergileyen davranış biçimlerini öteleyerek toplum içerisinde ahlak kuralları ve toplumsal etik değerlere uyum içerisinde olduğunu yansıtan sahte roller yaşarlar. Eğitimlerini yüksek derecelerde tamamlamış olsalar dahi gelişmemiş kişilik yapıları, eğitimli ve bilişsel donanımlı düşmanca eğilimlerle örülü canavar ruhlu yapısını saklar bünyede.

            Değişkenleşen ve farklılaşan üst bilincinin bilge yapısı zamansal ve ortamsal bunaltılardan kaçabilmek için zihnini basit ve alt bilincin keyif alabileceği ilkel oyalantılara verir, mesela çocukluk evresinde alışkanlığını bırakmadığı bilgisayar oyunları ya da kitleleri uyuşturan holigan davranışların olduğu çoğunluğun yöneldiği spor dallarına verir kendisini ve bu şekilde düşmanca eğilimlerle örüntülediği dürtülerini eylemsel antremana sokarak sürekli olarak kondisyon içerisinde tutar.

             ilkel davranışlar biçimi olduğunu düşündürecek üst bilincin eğitimi alt bilinç korkusallığı nedeni ile pasif kalacak ve süreli olarak anlak mantalitesinde irdeleme ölçütlerini uzak tutacaktır ve eleştirel düşüncelerini öteleyecektir.
    
             Baskılayarak ötelediği üst bilinç yaptırımsızlığını farklı alanlarda etkinleştirerek reaksiyona sokacaktır. Bu reaksiyona soktuğu fikirsel döngüsünde acımasız dürtüler ile kuşattığı bilgesel yanını algıları ile seçebildiği tarih ve kuram karmaşıklıklarını irdeler iken yerden yere vuran aşağılayıcı davranışlar ile düşmanca eğilimler dürtüsünü doygunluğa ulaştıracaktır .

              Bu davranış biçimi zamanla alışkanlığa dönüşecek ve bu alışkanlıklar alt bilincin doyumsama merkezini etkileyen orgazmlar yaşatacaktır ve de sürekli yaşanan bu orgazmlar alt bilincin ihtiyaçsal alışkanlıklarına dönüşecektir.

              Bireyin geldiği bu noktayı sürdürdüğü alan sosyal paylaşım ağlarında kendisine ait olmayan bir profil de isim ve resim ile oluşturduğu hesaplarda yaşayacaktır. ilk zamanlarında çoğunlukları etkilemediğini fark etmeye başladığında sahte hesabına gizemli ve filozofik bi yabancı, tanınmayan az ünlü birisinin bilgilerini aktararak ilk izlenimi dikkat çeken biçimde süslemiş olacaktır.

               Sonraları da bazı bilgisel paylaşımlar ile çoğunluğun dikkatini yoğunlaştırabileceği tarihsel ve kuramsal sorunlar üzerinde aykırı fikirler üretip onlar ile kendi olmayan benliğini ortaya koyacaktır.

                Bu oluşturduğu sahte hesap ile kimliğinin gizli kalmasının verdiği öz güven abartması düşmanca eğilimleri ile canavarlaşmış yanını özgürce kullanacağı ortamı oluşturmuş olacaktır.

               Artık alt bilinci baskılayan rahatsız edici etkisinden bir nebzede olsa kurtulmuştur fakat sürekli bastırdığı bu tehlikeli dürtülerinin özgür kalmasının ileri de doğurabileceği sonuçları belirtmek isteyen ,üst bilinicini baskılayan şekline dönüşüm yapmıştır ve sanal ütopyasını aktardığı sanal dünyada karakterler sahtede olsa dahi kendi kurguladığı ütopik dünyasından daha gerçektir.

               Bu yeni oluşturduğu sanal dünyasında görüşlerine katılan ve destekleyici fikirler sunan katılımcılar ile koşturduğu bir aktivite başlatmıştır artık ve bu durumda dürtülerini sevinç ve heyecanlarla örüntülediği kitlelere seslenme ,onlara kendi fikirlerini dinletme ve öne sürdüğü konulara katılmaları ile birlikte kitleleri arkasından sürükleme psiklolojisi egosunu tavan yaptırma noktasına getirmiştir.

                Yükselen bu ego değerleri alt bilinicin düşmanca eğilimleri ile birleşince de üst bilincin ve öz ben mantalitesinin pasifize edildiği kişilik deformasyonun tamamen yaşandığı farklı ve özünden tamamen uzaklaşmış yeni bir kişilik yapısı koymuştur ortaya.

                Bu kişilik yapısı karşıt görüşleri aşağılayan onları dinleyip irdelerken yerden yere vuran sonrada etrafından uzaklaştıran erdem dışı şeytani bir yapıya dönüşmüştür.

                Bu kişilik yapısı deformasyonu doğurtusu psiko nevrozu bireyi öyle bi duruma sokmuştur ki kendisini tanrı olabileceğine inandıracak kadar tedavisi imkansız duruma getirmiştir.

               İçinde bulunduğu durumu kısım kısım algılarken alt bilincin öteleyen ego sevici baskısı iyi ve kötü analizinde çözümleme yapmasına geliştirdiği prensipsel nedenleri izin vermez.

              Kişinin tanrısal özellikler taşımaya başladığını düşünmeye başlaması sosyal ağlarda oluşturduğu sahte hesap ile farklı görüşlere karşı çemkirmesinin rahatsal özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği serbest davranış biçimi sınırsızlığının aşırı uçlaşması sonucu dilediği şekillerde küfür etme, aşağılama ,hor görme davranışlarına gelecek aşırı eleştirel ve hakaret içerikli tepkiler sonucunda hiçbir şekilde etkilenmeyeceği sahte profilinin kendi öz kişiliğine ait olmadığını inandırdığı telkin ile hiçbir şekilde duygusal etkileşime girmemesinin rahatlığı başka merak ettiği kişilik biçimlerinde yeni sahte profiller oluşturmasına etken olacaktır      
               
               Bu kişilik biçimlerini idealist karakterlerin sabit ideolojik fikirleri üzerinden canlandıracaktır. İlk saldırılarda o kişilik yapısı ile ortaya çıkan etki tepki gözlemleri analizlerinde sınırlı şekillerde kısır sonuçlar getirmesi artık rutin didişmeler olarak görmesine etki edecek ve kendi açtığı tartışma konuların da kendi yönlendirdiği karakterlerle duymak istediği sözleri yazacak ve buda o ağ da ki katılımcılar sadece izleyenler tarafından okunmasını hedeflediği şartlanması olacaktır.

                Ve okudukça sahte profilden dökülen yazılara izlekçilerin inanmasına atacağı kahkaha sevinimlerinin kişiliğinde orgazm doygunluğunu yaşatırken insanların ilkel yaratıklar olduğunu düşündürmesi ve bunun devamı olarak kendisinin ne kadar akıllı ve zeki biri olduğunu düşündürmeye devam ettirecektir.

                Küçük psikoz oyunlarını oynar iken farklı şeylerden zevk almakta isteyecek ,içinde bulunduğu cinsiyetin dışındaki karakterleri canlandırmak isteyecek, öncelikle karşı cinsin davranış biçimleri ve söylemleri ile ilgili dialoglar üretecek cümleler ile dialoga gireceği kişilerin düştükleri durumları ile alay ederken psikoz dürtülerinin içsel doygunluğunu dolu dolu yaşayacaktır.
             
                Ve bu çizdiği karakterleri oynarken bilinç altı dürtülerinin yönlendirdiği eşcinsel eğilimler merakı yanını da test edecektir bu aşamadaki karakterleri de canlandırırken etki ve tepki nedenselliklerin duygusal etkileşimi ile yaşaması her türde karakteri tanımış olması tecrübesine erişme sevincini içselleştirecektir.

                 sonuç olarak doyum sağlanamaz istekleri Alt bilincine özel bir insan olduğunun yerleşik kompleksini oturtacaktır.Düşmanca eğilimler ile gelişen dürtüleri diğer kişilere farkındalığını fark ettirmek için yine sahte bir profil oluşturacak ve bu profilin görsel yansımasını elit ve aristokratik şekilde dizayn edecektir.

                 Bu profilde canlandıracağı karakteri yüksek IQ lu ,sanat aşığı ,bir yanı psikanalist iken diğer yanı sosyolog ve gerçekçi etimolog ve bilişsel bilge rolündeki karakter yansıtmasını yükleyecektir. Davranış biçimleri ve söylemlerinin gerçekçi şekilde sahnelemek için ulaşabileceği tüm kaynakları sistematize biçimde kullanacaktır.

                Bu şekilde kendisini ortaya koyar iken bu durumunu destekleyen profil sahiplerine ulaştığında ;düşmanca eğilimlerle gittikçe çoğalan dürtülerinin doyumunu farklı orgazm şekli ile yapması kırılma noktasını getirecektir ve kişi artık psikoz kişiliğinin oturduğu deviniminde tanrısal özellikler taşıma yanılsamasını yaşatan düşüncelerini doğurduğu anıdır.

29 Nisan 2010 Perşembe

SOSYAL PAYLAŞIM AĞLARINDA ENGELLENME PSİKOLOJİSİNİN İÇ BASKISAL ENDİŞELERİNİN TEPKİSİNE TEPEDEN DALMA İRDELEMSİSİ

             bu sendromlaşma türevine benzeşen durumun blogsal içeriği taşıyabilme gerçekliği, pozitivist bakış açısı kriterlerine eş değer tutulabilir mi.? yada tutulamaz mı yergisi nötr oranda sıfır göreceli bakış açısında zaten pasiftir diyen alt bilincime danışmadan dayatmasını kınayabilirim de.
           
            Şimdi bu engelleme eyleminde eylem sahabı ” zat” ın tekno ilkel mantalitesinin popüler olma endişesi yaptırımı dürtüsü ile narsist eğilimli özsevici yanının, sindirim sistemi ekipmanlarında dolaştırdığı dışkısal maddenin diğer insan evlatlarındakinden daha kutsal vasıflar taşıdığını düşündürmesinde rol alan boktan etkenlerin kişisel gelişiminin eziklik psikolojisi çerçevesi ile kapsadığının açmazlarını dökmenin, onun düşmanca eğilimlerle gelişen algısal örüntüsünün karmaşık dolantılarını açamayacağının sabit fikirli değişmez psikozu gün gibi ortada iken eleştirmenin yada bu durumun etkisi ile ilkel hissi tepkiler vermenin görsel rezaletini duyumsayamamanın hissizliğini de kınayabilirim .
           
           Yoksa ben bu kadar duygusuz ve tepkisiz olma eğilimlerini mi kazandım tüm zaman boyunca..?
        
            onca katılım ve dialogların hiç mi hissel etkileşimi olmadı iz bırakacak şekilde de olsa.?
  
            yoksa bende mi öz sevici oldum fikrini sızdıran bir ışıkmı var .?

            bu ben olamam ki !

            bana ne ki !
         
            tekno primitif bireyin internet özgürlüğündeki google bilgeliğini tanrısal özellik diye millete yutturma çakma aristokratlığından .!!

            Bana ne bireylerin kişisel profil ve kendini ifade ettiği söylem sunumlarında bi karı düşürebilirmiyim endişesi koşturmacasın da, diğerlerini aşağılarken kendine aristokrat görseli sunumlarına eklediği müziğimle bilgeleşirken yücelmişim göndermesinden .!

             Bana ne hem ekşi sözlük kopyalama terimler ile kendini donatan google bilgesinin engelleme triplerinden ..!! “yoksa yanlış mı yapıyoruk.”

             Sen karışma üst bilincim sende azcık öfkelen artık hırs büyüt gözlerinde kutsal gurur yap yap ki sövüp sayabileceğin hakaretler büyüt kursağında.” ki yine yok bi kımıltı “

              bin kişiden üç kişinin engellemesi, hiç bir şey olmamalı. bin kişi ile anlaşabiliyorsan üç kişi arızalıdır deyip durma üst bilincim. üç kişide beş kişide adam yerine konmalı ve savaş açılmalı elden geldiğince verip veriştirilmeli.

             Yok mu bi kımıltı kusura kalmayın arıza olabileceğinize kanaat getiren üst bilincimin umursamazlığı bir gün sizleri de adam yerine koyarsa o zaman var olabilirsiniz şimdi zaten yoksunuz ki .!

                                          “ hiç kimsesiniz… !!”

18 Nisan 2010 Pazar

EŞGÜDÜMLÜ DUYULARIN ÇEMKİREN İNADINI ÖTELEYEN DUYGULARIMIN PÖRTLEYEN NEWROZUNUN KILGISAL SANRISI


               aşkın kararsız depreşken durumsalında askıya alınmış hislerin ota konma ürpertisini çoğaltan iç baskıları kararsızlıkları ile yüzleşmekten kaçarken inadına büyüttüğü özlemlerini sanrıları ile devingenleştirirdi.

               Daha doğrusu neye ya da kime ya da hangi vasıfsal nitelikleri ile başkalaşmış rutin aşk düzleminden sıçrama yapmış, havaya toprağa dört elemente aşık insan evladını mı arzuluyordu
            
              Öz ben'inden habersiz kim di ki bu .? gerçek aşkını bulduğunu düşündüğünde düşmanı ile kavuştuğunu bildiren gerçekliğini ortaya döken yanı neydi bu duygularıyla güdülerinin anlaşamadığı duyguları.? yok mu idi hiç ortak yanı .? tatmini imkansız güdülerin savruk düzensizliğini kontrol eden işbilir yaptırımı ne işler açacak daha başına.
             
             Elinde ki ile yetinmek, yetinirken de ciroyu artırmak yolunda yaşanılan her aşkın riski mi cazip yoksa iç arzuların açlığının doymak bilmez sızısı mı var yeni aşklar ile bastırılmaya çalışılan .

             Kim içinde ki konuşan .?duyguların değil mi yapma etme derken mantıksal nedenleri höyküren !

             ne zamana kadar sürer bu duyularının kılgısal aktarımı ne kadar daha özbenin kudursal dürtüleri ile başkalaşan yanını kamufle edeceksin. Yığınlar içinde iken yalnız kalan sen değilmisin ,sen değimlisin .? her aşkının bitiminde tekilleşen.

            Bilinç altımın zorladığı şartlanma empozesi ; götürdüğün sonuçlarda suni etkileşimlerin yapaysal ürünümü sün .?yoksa alt gerçekliğin de kılgısal payandalarını haraplamış güdülerin gerçekçi motivasyonu musun .?

            Nedir bu yalan konuşan yalnızlığın,çekince çoğalttığı ürkek atılımlarının çabalarında çoğalttığı riskleri refleks diye yutturamamasının inleyen adamın iç sızıltısını bastıran sebeplerimi nesin! .

            Bazen bir adam koşar içimde koşarda nerelere yetişir? düşlerin sınırlarını kırarda gider ucsuza. Ya sen neresindesin bu düşlerin yapay gönlüm?.çevresel görseller popülaritesı gündemleri aşığımısın.

            Nedir bu patlayan tutkusunda Sakladığın güdünün dürtüsel histeriği ?aç doymaz civcivlerin bağırtısı.! bastırılır da sürüklenip giden bitmezliklerin bıktırmaz döngüsü de daha ne kadar sarmalanırken karmaşıklıkların yiyip bitirecek seni.?

7 Nisan 2010 Çarşamba

EŞEĞİN DOĞAYA SALDIĞI GAZ IN DOLANIMINI HIZLANDIRACAK TÜRBÜLANS GÜCÜNÜN KELEBEK ETKİSİNDEN ÇIKARIMI


                  Eşeğin doğada bulunan bir bölgedeki türevi aynı olan otlarla beslenmesi sonucu organizmanın aynı besinleri almasından dolayı vücutta oluşmuş rutin bir çalışma olmaktadır. bu rutin çalışma eşit tüketim ve eşit gaz üretimini de beraberinde getirmektedir. ne bir eksik ne bir fazladır, iki günü bir birine eşittir .

               Eşek doğaya saldığı gaz partikülcüklerinin minik ve gözle görünmez etkileri olduğuna inanır, bu metabolizmasal etkileşime kutsal anlamlar yüklemektedir ulan demektedir bir kelebek kanat çırparak kasırga oluşturuyorsa dünyanın bir ucunda kesin benim çıkardığım gaz bulutcukları yeni bir gezegenin oluşumunda malzeme olabilir buna etki olarak bir içli içli anırsam ses dalgalarımla gezegen oluşumunu tetikleyecek ilk titreşimi yapmış olabilirim. zaten her şey ilk etkileşimin kıvılcımlarında gerisi kendiliğinden olacaktır diye düşünürken bu gazın çevresel dolanımı ile etkileşeceği durumu asil bir görev sayarken bu duruma tanrısal hikmetler yüklemektedir bazı da yoksa tanrı benimde fark mı edemiyorum diyerek hayıflanmaktadır.

               Ve eşek doğadaki tükettiği bölgeyi değiştirip farklı bölgelerde ot tüketmek için yüksek rakımı olan bir bölgeye intikal eder burada da hızlı bir tüketim sürecine girer . bu sürecin etkilerinin daha da güçlendirme ereği ile her zamanki rutin çalışmasına azcık hız katar derken otların arasında bugüne kadar görmediği bir ot çeşidi ile karşılaşır bu otun ne olduğu hakkında hiçbir fikri çıkarsayamaz. şu ana kadar gördüğü otlardan çok farklı bir görsel yapısı vardır. bu otu tüketmesi ile metabolizmanın rutin işlevini bozup bozmayacağında kararsız kalır çünkü “ Partikül giriş noktasının yüksekliğinin annulus hidrolik yarıçapına oranı hava giriş hızının partikül giriş hızına oranı, Vh/Upo, akışın Reynolds sayısı, Re ve partikül kütlesel debisinin akışkanın kütlesel debisine oranı (yükleme oranı), m, boyutsuz parametrelerinin değişimlerinin akışa etkileri  /Hp/L, partikül çapının annulus hidrolik yarıçapına oranı, dp/L, akışkan yoğunluğunun partikül yoğunluğuna oranı”nı düşünmüştür ve metabolizma farklı bir malzemeyi tüketmesi sonucu doğaya salacağı gazın bileşenlerinde de farklı maddeler eklenmesi sonucu gazın da moleküler yapısında oluşacak değişimin doğada paradoksal etki bırakabilitesini düşünürek doğanın yok olması tehlikesine birincil etmen olma ihtimalini reddeder.

              bu farklı otu ısırır ama çiğnemez sonra onu kimsenin görmeyeceği bir taşın altına saklamaya karar verir ve bir taşın altına koyar ve onuna önünden bir yere gitmez oracıkta beklemeye başlar .onu kimseye vermez ama bahseder sürekli olarak .
Sürekli olarak yaptığı işin ne kadar kutsal bir görev olduğunu anlatırken yabancıl ota da alaycı bakışlar ve sözlü ifadeler fırlatır.

              Bu noktada eşeğin saldığı gazın çevresel dolanımı vücuttan ittirilme gücü ile aynı oranda mı ivme etkisi gösterecektir yoksa eşekte gazı gibi sürec içerisinde mi yok olup gidecektir.?

              Eşeğin doğaya saldığı gazın özkütlesine hafifletme etkisi minimal değerlerle ölçülebilir mi.

             Eşeğin bölgesel değişim intikali sırasında harcanan güç ve enerjinin gaz salınımında performans düşüklüğüne etkisi ne derece azaltılabilecektir.?

21 Mart 2010 Pazar

NEVROTİK KISIR DÖNGÜNÜN PARADOKSUNDA HER NESNELE VE SOYUTLUĞA SAHİP OLMA TUTKULARININ DÜRTTÜRDÜĞÜ DÜRTÜLERİ


                   PRİMİTİF tekno donanımlı insan , düşmanca ve saldırganca eğiliminlerin sarmaladığı davranışlardan ,insan olabilme farkındalığına bir sıçrama yapabilir mi ,öz seviciliğinden sıyrılarak.
               
                   düşmanca eğilimlerini tanımaya ve bu sorununu kabul etmeye başlayan insan ,davranışlarının kendisi için ne denli zararlı olduğunu görmeye başlarsa ,bundan duyacağı rahatsızlık ve haksız olduğunun kanısına varacağı noktaya düşeceğinin yansımasını düşünerek,bu öz eleştiri fikrini her daim kendisinden uzak tutmak isteyen davranışlara sarılır .
             
                    içimizdeki hayvanın ,vahşi davranışlarının ölçüsüzlüğünde ,hiç bir kuralı tanımama ve bir dur diyenin olmayacağı düşüncesi ile düşmanca yaklaşımlar olarak algıladığı tüm dışsal tepkileri ile saldırmada hissedeceği rahat olma hissi ,kendi öz benliğinden uzak vahşi davranışlara dönüşen bir güdüyü arsızca motive edecektir .
             
                    öz severliği sonucu ; kendi içselinde görkemli ve düşünemediği kadar sınırsızca heybetli fakat dışsallığında ezik ,saldırgan düşmanca eğilimler içerisinde olduğunun yansımasının bilincinde olmadığı bu insan kendisinde gördüğü görkem ve büyüklük duygularına ulaşamadığını düşündüğü bireylere küçümseyici bir açıdan bakar .
                fakat bu davranışlar içerisine girerken de bu tip insanlar da ;kendi nevrotik sorunlarını çözümleyemezcesine bir durum yansıtır ve ters orantı ile de düşmanca eğilimler içerisinde zannettiği bireylere de öğütler verir.kısıtlamalar getiren şartlarla kişilere sözlü yada davranışsal olarak tehditler de savurur
             
                    bu yapıdaki insanın ; kendi kısır döngüsünü görebilmesi, algılama duyularının kendi öz eleştirisini yapabilmek anlamında açık ise mümkün olabilecektir ki ;bu duyguların körelttiği düşmanca eğilimleri imkansız kılmaktadır......
             
                   kısır döngü içerisinde ki , bu kişinin ;tarz olarak benimsediği ve tecrübelerine dayanarak geliştirdiği ,kendi kendisini anlamaktan kaçınma mekanizmaları kendi bozuk davranışlarını nasıl işlediğini anlamasında hiç bir süreçte gelişim göstermeyecektir.

                    sonuç olarak bu kısır döngümüzü kırabilmek için öncelikle farkına varmak ve farkına vardıktan sonrada . bu davranışları yok edeceksek ; bu hamlede açığa çıkan boşluğun yerini doldurabilecek nesnel yada olgusal davranışlarla yer değiştirecek yada açığa çıkan boşluğu doldurmak anlamında ki bir girişim ile olabilir ki .
                ne olabilir..? bu açılan boşlukta doldurulması zorunlu olan açıklık .?

                şu olabilir belki de insan olmak adına ilk atacağı adım insanları sevmekle başlayabilir ,yalnız özseviciliğini bir seviyede tutması gerekmektedir .bu seviyeyi aynı derecede devam ettirir ise aynı kısır döngüye giriş sendromu yine kendi nevrotik durumuna sokacaktır.

                 çevreninde bu yansımalarına alkış tutması yerine, en sevdiği kişilerin tatlı ve yapıcı bir tarz ve yumuşak bir üslupla kendisine ,ufaktan ufaktan sözlü yada davranışsal ifadeler ile hissettirmesi en başta gelen ikincil davranışlar olmalıdır.
           
                 ikincil davranışlarda kişinin kendi özbenliği ile benzeşmeyen zıtlıkları vardır .

                 kişi istediği zaman insancıl olabilmekte ,istediği zamanda hayvansal güdülerinin dürtüsüne dürttürülmektedir.

                 bu dürtülme bazen ya dürttürme yada dürttürülme olarak kişiyi farklı farklı çukurlara ittirirler .
                 bu çukura giren kişilik üzerinide kapatırsa osho nun egolarıyla ,sigmund freud da gelse çözülmez artık.