Sayfalar

Powered By Blogger

22 Haziran 2011 Çarşamba

GLOBALLEŞME EVRİŞİMİNİN YAYILMACI BÜTÜNLÜĞÜNÜN TÜKETİM KÜLTÜRÜ ÜRÜNÜ OLAN ŞEKİLSELCİLİĞİ ÖZÜMSEYEN ÇEKİRDEK AİLE REFLEKSLERİ VE EŞ CİNAYETLERİ


           Son zamanlarda medyada yer almaya başlayan kadın cinayetlerini önleme yolunda erkek eşlere verilecek cezaların ağırlaştırıcı olmasını ve bununda caydırıcı olabilirliği üzerinden geliştirilen mantık kurgularını anlamlandırmak pratik aklın eleştirisi çözümlemesinde pek de akılcı gelmediği kanısındayım.

         Durumu daha çok bu tür vahşet sonuçlar ile karşılaşılmadan çözümlenmesini daha akılcıl ve gerçeklik bağlamında uygunluk olarak görüyorum ve bu tür vahşetlerin oluşumunun temel etkileşmeleri ve bileştiricileri üzerinden yorumlamak istedim.



             Globalleşme sürecinin geleneksel algılara bağımlı toplum bilinçaltı dinamiklerini evirip ,şekillendirdiği başka boyutu olan demokratik haklar ve özgürlükler istemleme dürtülerinin yerleşikleştiği dalga dalga etkileri, teknolojik değişim ve gelişim de sıçrama yaşanılan ürünlerin yerleştiği vitrinlerin albeni çekimleri ve dış dünyasının çepeçevre kuşattığı sosyolojik ,antropolojik,ekonomik etkenlerin değişkenci ve dönüştürgenci yapısı karşısında gelenekesel, merkeziyetçi,töreseverci çekirdek aile yapısının temel dinamiklerinin deforme olduğu ve bilinçsiz dönüşümünün biçemleyeceği şeklin ne olduğunun farkına varmadan görsel evrişim etkileşimini özümsemektedir.

      Görsel benzeşim güdüsünü özümseyen ve şekilci kişilik kazanımlanan çekirdek aile yapısının aile reisi olduğunu unuttuğu ,temelsiz , kültürel dinamiklerinde olmayan taklitçi eğilimlerinin gün gelip rutin sosyal olaylar karşısında alt değişimini tamamlamamış şekilci sıradanlığının iç çatışmalar yaşayacağı ve bu iç çatışmalara primitif yapısının karar verme mekanizması olan mantık kurgusu ile çözümlemeye başladığında primitif reflekslerinin yönlendirdiği insanlık dışı davranışları resmetmesini olanak kılacaktır.


    Çekirdek aile oluşumunun bireylerinin genel mantığı ve aile reisinin Bağnaz , tutucu ve etnik kimliğinin örüntülediği geleneksel davranış algılarını baskılayan taklitci yanının alt kuşak-üst kuşak  çatışmaları sorununu çözümlemeden yüklemlendiği altbilincin yapay kazanımları ,eleştirel düşünümden uzak karar verme mekanizmasından analitik çıkarımlar üretebileceği sanrısının primitif reflekslerinin attırdığı küçük davranışlarını ölçümleyememe basitliğinde alacağı tepkilerin öz sorgulamasına sevketmesine engel olacak bilge güdülerini de  şekilcilik kazanımını özümserken altbilince örüntülediği duvarla korumaktadır.


      Şimdilik konuyu sadece küresel değişimin etkisinde kalan kültürel değerleri özümseyen ve geleneksel algıların alt bilinçte saklandığı etkileşimi ile oluşturduğu karar verme mekanizması refleksleriyle yaşayan primitif bireylerin çağdaşlaşmayı şekilcilik olarak algılayan, tüketim kültürüne endekslediği hayatını özsorgulama yapmamasının etkisi olabilirliği üzerine kilitleyip bırakıyorum.

    İnsan olmayı becerebilmenin yaşamsal sorumlulukları olarak birey canlı organizmaların yaşamsal döngüsü sürekliliğini sürdürmekle zorunludur kendisinin üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceği yaşamsal formların yaşamanı sonlandırmakla değil…!